1 Aralık 2009 Salı

Modern Türkçe popun bugünü: Batı soslu arabesk şarkılar!

Batı soslu arabesk patlaması sadece krizden dolayı hortlayan bir nostalji ürünü değil

Ferhat Göçer yeni nesil muhafazakar beyaz türklerin en favori şarkıcılarından

Ferhat Göçer, Emrah'ın "sensiz ben nefes alamam; buralarda hiç duramam; tek başına yalnız kalamam" diyerek yanık ve bayık sesiyle söylediği arabesk fantezi şarkıyı yeniden yorumlamış.

Neden ki?

Tamam müzik piyasası artık tam anlamıyla bir piyasa değil. 90'ların şişirilmiş balonları bir bir patlıyor ve üretim minimumda ama yaratıcılık da mı öldü?

Neden sürekli cover veya jenerik müzikli şarkılar dinliyoruz? Kimse söz yazamıyor mu?
Ve daha da önemlisi bu yokluk döneminde yeniden parlatılanlar, neden bir zamanın 'kıro' diye tanımlanan şarkı-cıları?
90'lar boyunca şehrin elitleri tarafından burun kıvrılan şarkılar, şarkıcılar şimdi birer birer sınıf atlıyor.
Müslüm Gürses, İzzet Çapa'nın mekanında, Teoman şarkıları söylüyor. Levent Yüksel Orhan Gencebay şarkısı remix'i, Ferhat Göçer Emrah şarkısı...

Değişen ne?

Bence bu değişimin öncelikli sebebi kriz nedeniyle depreşen nostalji duygusu değil; bu durum daha çok şehrin para sahiplerinin el değişmesiyle alakalı.
2001 krizi sonrasında yükselen ekonomiyle beraber sermaye sahipleri skalası çeşitlendi. Özellikle AKP'nin iktidara gelmesiyle beraber muhafazakar kesim hem paralandı hem de kültürel hayatta yer sahibi olmaya başladı.

Ve bugün geldiğimiz noktada, bu kesim, kent kültürünün baskın belirleyici unsurlarından biri oldu.
Tabii ki nihayetinde insan parayla bir yere kadar sınıf atlıyor. Bu muhafazakar beyaz türkler, Türkiye'deki geleneksel Batı hayranlığının bir devamı olarak Batı müziğini kucaklıyor ama zirveye giden yolda her daim onların yanı başında bulunan arabesk/fantezi müziğinden de kopamıyorlar.
Ve ortaya bugün Türkçe popun merkezinde bulunan bu Batı soslu arabesk müzikler çıkıyor.
Bu yeni 'beyaz türk müziği'nin yanında diğer tüm müzik formları alternatif olarak kalıyor.

2 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Her şey bir tarafa da, bence 'yaratıcılık da mı öldü' sorunun cevabı: hiç doğmadı ki!
    Türkçe popun temiz bir şekilde, gerçekten pop olarak yapıldığı dönemler hep çok kısa sürmüş. Ve yenilik yapmak gerektiğinde de akla gelen tek şey popa alaturka karıştırmak olmuş. Ajda'nın, Nilüfer'in, hatta Zerrin Özer'in bile arabesk şarkılar yorumladıklarını hatırlatırım zamanında. (Her ne kadar hiç öyle bir şey olmamış gibi davransalar da bugün..:)

    Türk popu neden var olduğunu çok anlayamadığım bir tür açıkçası. Batılı bir ülkede yaşadıkları sanrısına sahip oldukları için de teenagerlerdan başka aklı başında alıcısı pek yok.

    Yani popa arabesk karıştırma ya da popçuların arabesk söylemesinin Türkiye'deki sınıfsal kaymalardan çok, Türk bestecilerin yeteneksizliklerinden kaynaklandığını düşünüyorum. Acil durumlarda arabesk şarkıların coverları hayat kurtarıyor gerçekten de.

    Ama bir arabeskçinin pop söylemesiyse söz konusu olan.. Bak işte orada sınıfsal bir durum olabilir. Sadece parayla dahil olunamadığı fark edilen bir zümreye kendini kabul ettirme çabasıdır arabeskçinin pop söylemesi ya da üst sınıfa hitap eden mekanlarda sahne alması.

    Çünkü gerçek bir arabesk dinleyicisi -Götür Beni Gittiğin Yere örneğinden gidecek olursam- Emrah'ta hissettiği duyguyu Ferhat Göçer'de imkanı yok yakalayamaz. Para kazandı ya da çok büyük bir şirkette çalışıp farklı bir yaşam formuna geçti diye yıllardır dinlediği adamdan vazgeçmez.

    Kısacası, benim için -Türkiye özelinde konuşuyorum- arabesk poptan çok daha yaratıcı, kendini yenileyen bir müziktir.

    YanıtlaSil