19 Aralık 2009 Cumartesi

Nihan Doğan emo olmuşş!! Nie ki?


Kitsch'e yakın radikal imaj çalışmaları, fark edilememe ihtimalinin verdiği bir endişeden mi, kültürel kafa karışıklığından mı, yoksa içsel bir kıroluktan mı kaynaklanıyor



Nihat Doğan'ın son albümü "1071" için geçirdiği bu imaj değişikliğinden Kemal Doğulu sorumlu

Cırtlak sesli türkücü, Seda Sayan'a eski içgüveysi Nihat Doğan, yeni albümü "1071" için 'emo' olmuş. Albümünün çıkış parçası da Malazgirt Savaşı üzerinden siyaset yaptığı 1071!
Lahmacun sesiyle söylediği bu şarkıyı, elbetteki, cırlayarak söylediği Hip&Hop ve R&B türünden batı soslu şarkılar takip ediyor.
Milliyetçi ajitasyonlara yatan şarkıcı-türkücü tayfasını sinir bozucu bulmakla beraber şu anda bahsedeceğim şey, bu insanların yeni albüm çıkışlarında yaptıkları imaj çalışmaları.

Tamam, rekabetin zor olduğu ve farkedilmenin önemli olduğu bir piyasa bu. Ama yine de imaj yenilemeler bu denli radikal olmak zorunda mı?
İmaj önelikle insanın kişiliğini yansıtmaz mı?

Yani, Nihat Doğan'ın bir önceki albüm lansmanında uzun saçlarını arabesk bir sekilde ortadan ayırıp hüzünlü hüzünlü bakıyorken bu albümünde saçlarını fönleyip cool bir bakış atması gerzekçe değil mi?
Eğer bu insanın hayranı olsaydım, bana vereceği tek izlenim 'kişilik bunalımındaki bir şarkıcı' olurdu.


Tarkan'ın "Kuzu Kuzu" şarkısının klibinde yarattığı yandaki bu imaj o dönem çok popüler olmuştu. Alttaki imaj ise fazla marjinal bulundu.


Sanırım bu imaj çalışmalarını popüler hale getiren 90'lı yıllarda Tarkan oldu. İlk albümünden itibaren her yeni albümünde yeni bir imajla insanların karşısına çıktı ve -benim için- tuhaf bir şekilde çok başarılı oldu. Bazı abidik gubidik saç modelleri bile taklit edildi. (Eğer bu bir başarı kriteriyse tabii ki)

Aynı dönemde pop müziğe entegre olmaya çalışan demode türkücülerin de imaj yenilemeye girişmesi 'imaj maker' kelimesini popüler hale getirdi.
Hatırlıyorum: Magazin programlarında sürekli kullanılan bir kelimeydi "imaj maker" 90'ların sonunda. Sanki her şarkıcının imaj maker'ı vardı. (ya da olmalıydı)




Özcan Deniz'in zaman içinde geçirdiği imaj yeniliği. Deniz, Gala Dergisi için feminen pozlar vermiş (alt sol), çok da konuşulmuştu


2000'lerin başındaki imaj çalışmaları, kıro türkücülerin batı şıklığı kazanmalarını sağlamak anlayışındaydı.
Ki Özcan Deniz bunun en iyi örneklerinden biri. Hakkını vermek gerek evet. O, bu işi nihayetinde başaranlardan. İtalyan tipi romantik maço imajını üstüne iyi oturttu ve kendini o şekilde kabullendirdi.

2000'lerin başında eğlenceli ve yerinde olan bu imaj çalışmaları nedenini tam olarak bilmediğim bir şekilde son yıllarda kitsch bir üslup kazanmaya başladı.


İsmail YK kitsch tarzın en önemli temsilcilerinden

Türkiye'nin parlayan yıldızı İsmail YK ve Almanya'dan Türkiye'ye geri-ithal olan diğer gurbetçi şarkıcıların tarzlarına bakarsak aslında son yıllardaki bu kitsch trendi hakkında ilham alabiliriz.

Almanya'ya gitmedim ama şimdiye kadar gördüğüm, tanıdığım, izlediğim hiçbir Almanın bizim gurbetçi Türkler gibi bir tarzı yok. Bizimkilerde "Katma Değer Şaban" filminden tanışık olduğumuz türde absürd bir kıroluk var.
Alamancıların imajları, aynı anda; doğulu, batılı, muhafazakar, yenilikçi, maskülen, feminen, kırsal, şehirli, eğlenceli, sıkıcı...olabiliyor. Ortaya karışık bir sıkışmışlık hali yani.

Ve bence işin asıl ilginç yanı, göçmenlerin yarattığı bu sıkışmış kültürel imajın, yukarıda adı geçen şarkıcıların da temel hedef kitlesi olan İstanbul varoşlarında çokça rağbet görüyor olması. Alamancıların imaj anlayışı aşağı sınıfın temel ilham kaynağını oluşturuyor.

"Karadenizli türkücü" Davut Güloğlu'nun VJ Bülent'le ilişkisi olduğu ima edilir. Acaba bu tarz da VJ Bülent'ten mi esinlenmiş

Tıpkı Nihat Doğan gibi Davut Güloğlu da bu yükselen zevzek imajın popüler uygulayıcılarından.

Tüm bu imaj çalışmalarında bence en dikkat çekici unsur feminenlik. Kıroluktan cool'luğa giden yolda erkek şarkıcıların hepsi feminen tarza yakın duruyorlar.

Özcan Deniz'in vakt-i zamanında Gala dergisi için yaptığı çekimlerde de Davut Güloğlu'nun son klibinde de benzer bir yumuşama hali var.

İmaja yönelik bu yaklaşım aslında Türkiye'deki kültürel dönüşümün de önemli bir göstergesi:
Dejenerasyon!!!

2 yorum:

  1. Bence ancak
    -gay'liği itiraf edebilecek cesaret
    -kendini ortamlara kabul ettirebilme gibi ezikliklere girişmeyecek güçlü bir karakter
    -cahil, yarım akıllı, akbaba basın danışmanları ve menajerlerden arındırılmış bir çalışma ortamı sayesinde arabeskçilerin imaj denemelerinden kurtulabiliriz.

    İsmail YK hariç. O herifte bir samimiyet var, Mahsun-İzzet-Alişan-Özcan'dan çok farklı bir örnek bence:)

    YanıtlaSil
  2. İSMAİL YK'da sanki AJDAR farkındasızlığı gurbetçi sarıpsarmalaması var... bu yüzden samimi olabilir...diğerlerindeki samimiyet-sizlik çalışılmış olmasından kaynaklanıyor...ama ezber yaptıklarından sınıfta kalıyorlar...

    YanıtlaSil